4 Şubat 2015 Çarşamba

Masallardan sonra




Dört buçuk yaşında melez bir kız çocuğu. Çağırsam yanıma gelmez, çekinir sanıyorum ama çağırır çağırmaz yanıma gelip oturuyor. Babaannesinin söylediğine göre en mutlu olduğu şey birinin onu dinlemesi. 

Sesini alçaltarak:

"Biliyor musun ben küçükken kendimi erkek sanıyordum.." diyor.
"Neden sen çok güzel bir kızsın " diyorum ne diyeceğimi bilemeyerek. Babaannesi, gelininin doğum sonrası depresyonundan bahsetmeye başlıyor. O bunları daha önce de dinledi yüksek ihtimal ama yine de duysun istemiyorum. Dinlemesin diye başka sorular soruyorum ona.Birlikte resim yapıyoruz. Ev çiziyor yanına da bahçıvan. 
"Bak buraya da bir tane prenses çizsene." diyorum.
Öteye bir de prenses çiziyor.
"Prensesle bahçıvan evlenmiş" diyor tereddüt etmeden ama çok da üzerinde düşünmeden.
"Prenses prensle evlenmeyecek mi?" Diyorum.
Başını iki yana sallıyor hayır anlamında.
Henüz okuma yazma bilmeyen bu küçük kızın masal okuması olanaksız...Başkalarından da hiç masal dinlememiş muhtemelen. Zaten annesinin onu kabullenmesi dahi zor olmuş, sırf kız olduğundan. 


Birileri ona masal okusaydı ne olacağını düşünüyorum kendi kendime. Hiç sorgulamadım daha önce masalları. Yüzde yüz tartışmasız çocuklar masal okumalı! Ama şimdi o okuma yazma öğrenmeden önce, prenseslerin bir prensle evlenmek zorunda olduğu tüm masalları toplayıp yakmak isteği doğuyor içimde. Keşke minik kafasında henüz oluşmayan engellerin ve kimi duvarların inşaasını engellemek elimde olabilse...

8 yorum:

  1. Ama masallarda genelde yoksul kızlar sonradan prenses olur. Gerçi yoksul adamların sonradan prens olduğu görülmüş şey değil. Masallarda bile sınıf ayrımı, masallarda bile cinsiyet ayrımı... Sonra da zavallı çocuklardan bu zihniyetlerin ortasında sağlıklı yetişip dünyayı filan kurtarmalarını bekliyoruz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayrımlar masallara dayanıyor dediğin gibi büyükler yazdığından olsa gerek..:( Ne bileyim masal da okumasalar ne okuyacaklar, bu da öyle garip bi ikilem işte..

      Sil
  2. Bu arada ben o akşam hatta bütün gece hayal filan kuramadım biliyor musun? Sen kurabildin mi soracağım soracağım unutuyorum. Kuramadım. Ciddi ciddi hayal kurmayı unutmuş, gerçeğe teslim olmuşum:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yatağa öyle bir atlayıp uyukluyorum ki denemeye bile fırsatım olmuyor :( beceremedik galiba biz bu işi :/

      Sil
  3. O kadar kalıplara sokuyoruz ki çocukları, kopya hayatlar yaşatıyoruz onlara ..Arada sıyrılanlar olmuyor değil ama...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, kopyala yapıştır oldu artık hayatlar. Arada da istisnalar olacaktır mutlaka...

      Sil
  4. Anafikirle alakasız kaçacak ama bu da çok komiğime giden bir "tespit" :))

    Disney prensesleri arasında aşk, mutluluk peşinde koşmayan, beyaz atlı prens bulma hayali taşımayan tek kişi "Mulan"mış. Evet sonunda o da evleniyor ama onun maksadı asla aşk değildi, kız, babasının onurunu kurtarmak için savaşa katılıyordu, aşk istemeden oldu :)

    Aslında şimdi dikkat ettim de aynı şekilde Komutan Shang'de aşk için değil, onur için oradaydı, aşk teferruatıydı işin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vaaay Mulan'ı çok severdim :) ama Mulan'ın memleketi falan da farklıydı sanırım uzakdoğudan bir yerdi galiba. Coğrafya meselesi mi acaba :))

      Sil