4 Nisan 2015 Cumartesi

Ben büyümüyorum sanırım


Dün ilk kez bir çocukluk arkadaşımdan düğün davetiyesi aldım...Daha önce de çocukluk arkadaşlarımdan evlenenler olsa da aradaki iletişim koptuğundan, sosyal medyada resimleri görünce haberim oluyordu ancak. Ama böylesi ilk oldu. Her neyse...Garip bir his. Bahsettiğim arkadaşı kendimi bildim bileli tanırım ve evlenip başka bir yere taşınacağını söylediğinde, onun adına sevinsem de kendi adıma üzüldüğümü hissettim. Bunu ben mi uyduruyorum bilmiyorum ama tanıdığım biri evlenip gittiğinde ve bir gün geri döndüğünde, hiçbir şeyin aynı kalmadığını görüyorum. Birkaç yıl öncesine kadar, deli gibi saçmalayıp güldüğüm insan, olgunlaşmış ve hayatı daha ciddiye alan bir insana dönüşüyor. Hayatın bir parçası diyeceksiniz biliyorum ama değişim kelimesinin kendisinden bile nefret eden benim gibi biri için, hayal kırıklığı oluyor kimi zaman bu.


Çünkü ben hala bakkaldan lolipop falan alıyorum...Sık sık çocuk ağzıyla konuşuyorum. Bazen - bazen değil sık sık - sakarlıklar yapıp rezil oluyorum. Canım ağlamak isterse gülüyorum, gülmek isterse daha çok gülüyorum. 

Aynı yolda yürümeye başladığım insanlar yolun sonunda kaybolurken, bir ağacın gölgesinde uyuyakalmak gibi bir şey benimkisi. 

13 yorum:

  1. öyledir evlilik insana çok şey öğretiyor dayanmayı ,sabır etmeyi ,güçlü durmayı ya da söyle demeliyim güçlü görünmeyi yıkılmamayı pes etmemeyi öğretiyor ,evlilik hiç göründüğü gibi bal cicim falan değildir korkutmuş olmayayım ama evlenince değişmen gerekiyor bende öyleyim ve çok zararını gördüm ben kendim gibiyimdir halen dediğin gibi cıvıl cıvıl halen bir çocuk gibiyim ki itiraf edeyim görüntümde hiç koca karılar gibi değil ama evleneli 3 sene olmasına rağmen ben gene aynıyım :D olmuyor değişemiyorum kahkahalar atarım eşim gelince ev cıvıl cıvıldır gülerim içimden nasıl geldiyse pes bile oynarım eşimle arkadaş gibiyimdir eş gibi de oluruz ama çoğunluk arkadaş gibi olabilmek evliliğin kurtarıcısıdır.ben buna inanıyorum
    giden arkadaşların kim bilir neler yaşıyorlar mecbur kalıyorlar değişime ,değişmek zorunda kalıyoruz
    eşimin ailesinden yengesi gözlüğümü çaldığında güçlü durmak zorunda kaldım susmak zorunda kaldım halbuki hayatta o gözlüğü ona vermez yedirirdim anladın sen onu :D :D :D
    ama gel gör ki susmak zorunda kalıyorsun bu sadece ufacık bir örnek
    görümcem sen kansersin abimle niye evlendin dediğinde o çok güvendiğim görümcemin nasıl bir yaratık olduğunu anladım ki bana göre insan değil yaratıktır böle kişilikler insanları ugradıkları hastalıkla yargılayanlar
    ben herkesi kendim gibi cıvıl cıvıl masum ve çocuksu görmüştüm
    senin çocuğun yok gel bizimkine bak dendiğinde alttan alıp saolun siz bakın demeyi öğrenirsin vs vs vs benimkiler çok ama kim bilir o arkadaşlarında neler yaşadı yaşayacak
    değişim haliyle olağan oluyor
    evlenmeye gelince tatlı huzurlu güzel birşey ama giden bir daha aynı şekilde dönmüyor
    dönüyorsa emin ol dört dörtlük bir aileye gitmiştir :D şanslıdır

    YanıtlaSil
  2. ayrıca onlar hayatından çıkması gerektiği için çıkıyorlar bunu unutma hayat bir döngüdür kimisi gelir kimisi gider mühim olan yerine koyulanların gidenlerden daha çok yada en az onlar kadar sevmesidir ,anlamasıdır seni.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen yerine başkasını koyamadığım insanlar da gidiyor, o zaman da üzülüyorum işte elimde değil.. Tabii ki anlattığınız gibi evlilik hayatının bin bir türlü zorluğu vardır, zaten ben de değişmelerini yadırgamıyorum.. Ne diyelim, umarım her türlü giden de kalan da mutlu olur :) sizin de evliliğinizdeki mutluluğun daim olmasını dilerim.. tavsiyeleriniz için de çok teşekkür ederim ayrıca :)

      Sil
    2. Allah benim eşim.gibi.hayırlı olanı nasip etsin cnm sana da, iki gönül bir.olunca samanlik seyran oluyor huzur sadakat ve güleryüz evliligin anahtarlari, iç dokmusum resmen kusurumada bakma epeyde uzun yazmışım

      Sil
  3. Değişimi sev; değişimden korkma ya da nefret etme. Her şey değişiyor, değişimin kendisi bile :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değişimden korkmuyorum tek sebebi de değişimin ilk sarsıntısından sonra alışacağımı biliyor olmam. Eğer alışmak gibi bir nimet olmasa korkardım muhtemelen:)

      Sil
  4. Daha küçüksün demek ki ya da Allah çektirmesin; değişecek kadar acı çekmemişsin. Acıyı tadınca istese de eskisi gibi olamıyor insan mesela. Değişimin nedenlerinden biri bu. İster istemez büyümenin... Evliliği anlayışla karşılamalı ama. Bütün bir ömrü beraber geçirmeyi, yolu beraber yürümeyi kabul ettiğin insanı bulunca başkasına gereksinim kalmıyordur. Ne bileyim işte. Evlenmeye karar verdiğinde hatta evlendiğinde başka türlü düşüneceğini düşünüyorum:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerim değişecektir tabii ki. Çoğu şeyin aksine düşüncelerimizin değişimini kontrol edemiyoruz çünkü...Söylediğin gibi bu benim henüz çok geride olmamdan, yerimde saymamdan kaynaklanıyor. Yani öyle olmayı sevdiğimden ya da seçtiğimden değil, hala öyle olduğumdan.

      Sil
    2. Evet ya cidden oyle oluyor eşin le.iyi anlasirsan gerisi epey tiri viri oluyor 😀 en.azından bir süre oyle oluyor ,boşver sen büyüme, büyümek de.cok.zor bu.sene.hastaligimla beraber o acilar beni büyüttü aman sen büyüme hep çocuk kal o ruhu asla bırakma yuppiiiiii 😀

      Sil
  5. Ben bizimkilerin çocuklarını filan seviyorum zamanla bir şey ifade de etmiyor bu değişimler :D

    YanıtlaSil
  6. Hayatım Kitap o kadar güzel söylemiş ki "onlar hayatından çıkması gerektiği için çıkıyorlar" diyerek...

    Bu arkadaşların evlenmesi mevzuu ne zaman açılsa üzüntümden, kahrımdan, elimin kolumun bağlı kalmasından, şuna dönüşüyorum:
    http://www.poplistic.com/wp-content/uploads/2014/06/T8.jpg

    Konuya girecek olursam, kan dökmeden çıkamam. Ancak evlilik denilen şey, insanı yeni bir kuruma kabul ederken, insanlıktan da çıkarmamalı.

    3. evliliğini yaptığı halde hâlâ her boş kaldığından beni şöyle bir "yoklayan"; sadece kendisinin değil, ailesinin canını borçlu olduğu halde, "kocişi" tipimi beğenmediği için haydi açıklamayı geçtim, haber bile vermeden beni silen; "şunca yıl bana abiden öte abilik ettin, düğünümde kurdelemi sen bağlar mısın" deyip de düğüne çağrılmak bir yana 4. çocuğunun doğumunu bile tesadüfen bir başka arkadaşımdan öğrendiğim; üniversitedeki sevgilisi ile yaşadığı ufak bir "kaza"nın düzeltilebilmesi için bana fellik fellik doktor aratan, başına yıkıldığı bambaşka bir adam tarafından " bak kardeş ben karımın namusuna düşkün bir adamım sen bunun ağası değilsin, gardaşı değilsin, ne bu samimiyet, gonuşma lan bi daha" diye kovulduğum, üstüne kız tarafından da yüzsüzce "aman iyiki bi doktora götürdün, sen yoksan konu komşuda mı yoktu " terslendiğim, "ya şimdi senin yanında eşin yok, nişanlın yok, sevgilin yok, sıkılırsın diye çağırmadık düğünümüze yoksa biliyorsun seni canımız gibi severiz" diyerek oryantallere taş çıkartan, sayıları on binleri aşan, yedi binlerle ifade edilen bu sevgili canım arkadaşlarımdan çooooooook şey öğrendim.

    Güzel şeyler olmadı mı hiç? Bilmem arada kaçırdıysam belki...

    Suç kesinlikle evlilikte değil, hatta suç bu -eski- arkadaşlarımda bile değil. Suç bende, tamamen bende.


    Heh... Gidin bu moralle evlenin şimdi sabah sabah, ohhhh zehir ettim :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanların çoğu değişiyor zaman geçtikçe galiba. Ya da belki hep öyleler ama biz bunun farkına sonradan varıyoruz... Bu yüzden de suç dediğin gibi ne evlilikte ne arkadaşta. Geç farkına varan bizlerde galiba :) Evlilik konusunda bu kadar kötü tecrübelerim olmasa da daha önce başka mevzularla değişip, yok sayanları görmedim değil.. Kimileri için, sana ihtiyacı olduklarından daha fazlası olamıyorsun işte...

      Sil